16 Ocak 2023 Pazartesi

SAĞLIKLI BESLENME

 



SAĞLIK:

Dünya Sağlık Örgütü (WHO- World Health Organization), sağlığı 'fiziksel, sosyal ve zihinsel yönden tam bir iyilik halinde olunması' olarak tanımlar.

SAĞLIK-BESLENME ETKİLEŞİMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ:

Milattan önce 1500 lerde Papyrus Eres, karbonhidrat kullanımının bozukluğu nedeniyle oluşan diyabetten söz etmiştir.

Milattan önce 460-377 Hippocrates, ' Diyet en etkin ilaçtır.'

Anadolu' da bulunan eski yazıtlarda ve halk arasında birçok yapraklı otun, bazı bitki köklerinin, bitki tohumlarının hastalıklara karşı ilaç olarak kullanıldığı belirtilmiştir.Örneğin; Diyarbakır yöresinde 'Karpız ye işegen bak, üzüm ye rengen bak' sözleri karpuzun idrar söktürücü, üzümün demir sağlaması nedeniyle kan yapıcı özelliğini açıklamaktadır.

Konyalı Celahüddin Hızır 14. yüzyılda yazdığı hekimlik kitabında pekmezin enerji sağlayan önmeli bir besin olduğunu belirtmiştir.

Limon suyunun skorbüt hastalığını önlediği 1601'de deniz kaptanı James Lancester tarafından rapor edilmiştir.

Jacob Bontius 1642' de yayınladığı notlarda beri beri hastalığını tanımlamıştır.

Daniel Whistler 1645'de yayınladığı kitapta raşitizm hastalığını tanımlamıştır.

Gaspar Casal 1730' da pellagrayı 'kırmızı hastalık' şeklinde tanımlamıştır.

Menghini 1746' da demir bulunan besinlerin yenmesiyle kandaki demir miktarının arttığını bulmuştur.

İnsan üzerinde yapılan ilk kontrollü diyet tedavisi 1747' de yapılmıştır. Bu deneyde James Lind turunçgillerle skorbüt hastalığını iyileştirmiştir.

Count Rumford (1795) yoksul insanların beslenmesiyle ilgili yazdığı yazıda ilk kez 'beslenme bilimi' deyimini kullanmıştır.

İngiliz Deniz Kuvvetleri (1796) askerleri skorbütten korumak için diyetlerine limon suyu eklenmesi zorunluluğunu getirmiştir.

1810' da mısır tüketiminin pellegraya neden olduğu Marzani tarafından rapor edilmiştir.

Besinlerin temel bileşiminin sakkarin (şeker), yağ ve azotlu maddelerden oluştuğu Prout tarafından 1827' de açıklanmıştır.Daha sonraki çalışmalarda besinlerin bileşiminde çeşitli minerallerin bulunduğu ve her birinin vücud çalışmasındaki etkinliği saptanmıştır.Krom ve çinkonun insan beslenmesinde temel elementlerden oldukları ancak 1960' larda açıklanmıştır.

Chatin, Fransa' da 1850-1852 yıllarında iyodu, guatrdan korunmak için kullanmıştır.

Amerikan Vejetaryen Kurumu 1850' de kurulmuştur.

1883' de Barlow, bebeklerdeki skorbütün raşitizmden farklı olduğunu belirterek hastalığı taze meyve suyu ve patatesle iyileştrimiştir.

Palm 1890' da raşitizmin güneş ışığıyla ilişkisini belirtmiştir.

1894' de A.B.D.' de Pensilvanya Hastanesindeki ilk diyetisyen görevlendirilmiştir.

A.B.D. Ulusal Süt Konseyi 1915'de beslenme eğitim çalışmalarını başlatmıştır.Ynı yıl peptik ülserin sütle iyileştirileceği Sippy tarafından açıklanmıştır.

Mc collum ve Davis, Obserne ve Mendel 1916' da besin etmenleri için 'yağda eriyen A' ve 'suda eriyen B' deyimlerini kullanmışlardır.Daha sonraki yıllarda bu etmenlerin değişik moleküllerden oluştuğu ve her birinin gerekli olduğu saptanmış ve böylece vitaminler ortaya çıkmıştır.

Amerikan Diyetetik Derneği 1917' de kurulmuştur.

1919' da raşitizm ultraviyole ışınlarla iyileştirilmiştir.Aynı yıl karotenlerin vitamin A aktivitesi gösterdiği Steebock tarafından açıklanmıştır.

Çocuklardaki bir kısım körlüğün vitamin A yetersizliğinden oluştuğu 1921-1924 yıllarında gösterilmiştir.

Alfred Hess 1921' de raşitizmi günes ışığıyla iyileştirmiştir.Aynı yıl Columbia Üniversitesi' nde M.S. Rose ilk beslenme profesörü olarak atanmıştır.

Michagan' da 1924'de iyotlu tuzun pzarlanmasına başlanmıştır.

İnsulin 1926' da bulunmuştur.Atnı yıl Minot ve Murphy pernisiyöz anemiyi karaciğer yedirerek iyileştirmişlerdir.

Amerikan Beslenme Enstitüsü 1928' de kurulmuş ve Journal of Nutrition yayınlanmaya başlanmıştır.Aynı yıl 1923' de Dünya Sağlık Örgütü içinde Beslenme Komitesi oluşturulmuştur.

Doymamış yağ asitleri ve linoleik asitin temel yağ asidi olduğu 1929' da açıklanmıştır.

1931' de sulardaki yüksek florun dişte sarı leke yaptığı bulunmuştur.Gebelerdeki megaloblastik anemi karaciğer ve maya özü ile iyileştirilmiştir.

Cicely Williams 1933' de kuvaşiorkoru beslenme hastalığı olarak tanımlamıştır.

1934' de fenilketonüri tanımlanmıştır.

1946' da ilk Uluslararası Beslenme Konferansı Londra' da toplanmıştır.

1952' de ilk Uluslararası Diyetetik KongresiAmsterdamda toplanmıştır.

İlk Dünya Besin Kongresi 1963' de Washington' da toplanmıştır.

Türkiye' de Beslenme ve Diyetetik Öğretimi 1962 yılında (Ayşe Baysal tarafından) başlamıştır.İlk diyetisyenler 1966 yılında göreve başlamışlardır.

Türkiye Diyetisyenler Derneği 1969 yılında kurulmuştur.Beslenme ve Diyet dergisi 1972 yılında yayınlanmaya başlanmıştır.

1998-1999 öğretim yılında Erciyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü kurulmuştur.

                                                                              OBEZİTE (ŞİŞMANLIK)

   Yetişkinler için aşırı kiloluluk ve obezite kilo ve boy değerleri kullanılarak elde edilen 'Beden Kitle İndeksi' diye tanımlanan bir değerle saptanır. Çoğu insanda BKİ kullanılmasının nedeni bu değerin vücuttaki yağ miktari ile ilişkili olmasıdır. Çok kaslı kişilerde her zaman sağlıklı sonuçlar alınmayabilir.

        - BKİ değeri 25-29.9 arası olan bir yetişkin overweight olarak tanımlanır.

        -BKİ değeri 30 ve üzeri olan yetişkinler ise obez olarak tanımlanır.

                                     

 Sınıflama

 BKİ

 Zayıf

 18.5- altı

 Normal Kilolu

 18.5-24.9

 Toplu (Hafif Şişman)

 25-29.9

 Şişman (I. derece)

 30-34.9

Sağlık açısından önemli (II. derece)

 35-44.9

Aşırı şişman (III. derece)

 45-49.9

        Ağırlık kg, boy cm cinsinden hesaplanır.

   Beden ağırlığının %20' den fazla olması koroner kalp hastalığı, hiperlipidemi, hipertansiyon, Tip 2 diyabet riskini arttırır. Ayrıca beden ağırlığında daha fazla artış ise çeşitli kanser türlerine neden olabilir.

   Genel olarak obeziteye neden olan birkaç faktör vardır. Davranış tarzı, çevre, genetik faktörler şişmanlık va obezitenin temel nedenleridir.

   Şişmanlık ve obezite uzun bir süreç sonrası enerji dengesizliği ile ortaya çıkar. Yani alınan kalorinin harcanan kaloriye eşit olmadığı durumda ortaya çıkar.

Kilo Artışı   =  Alınan Enerji > Harcanan Enerji

Kilo Kaybı  =   Alınan Enerji < Harcanan Enerji

Sabit Kilo    =   Alınan Enerji  = Harcanan Enerji                                                      (kaynak: Diyet El Kitabı-Ayşe Baysal)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder