16 Ocak 2023 Pazartesi

SİGARANIN DÜNÜ ve BU GÜNÜ

 



10 yüzyıldan Mayaların tütün içtikleri biliniyor. Maya dilinde "Sikar" kelimesi içmek anlamina geliyor. Sigaranin kelime olarak birçok dildeki karsiligi bu kelimeden türemis. Türkiye'de sigara yapimi, resmi olarak 1864'te 750.000 altin karsiliginda Fransizlara verilen "Memaliki Sahane Dühanlari Müsterekül Menfaa Reji " sirketini kurma imtiyazinin verilmesi ile basladi. 1874'te tütün kiyma imalathanelerinin kurulmasina izin verildi. Bu yabanci sirket 30 Temmuz 1924'e kadar varligini sürdürdü ve bu tarihte kapatildi. 1930 yilinda 1701 sayili kanunla tütün tekeli kuruldu.

SİGARA TARİHİ

1492'den önce: Amerika kitasinin yerlileri tedavi ve dini amaçlarla tütün üretimi yapiyorlardi.

1492: Kristof Kolomb Amerika'yi kesfetti. Avrupa'ya döndügünde yaninda bu kitada daha önce hiç görülmemis olan tütün tohumlari ve yapraklari vardi. Kolomb'un mürettebatindan Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü ve seytan tarafindan ele geçirildigi iddia edilerek hapis cezasina çarptirildi.

1535: Montreal Adasina ulasan Jacques Cartier oradaki yerli halkin kendisine tütün sunmasindan sonra günlügüne "vücutlarini, agizlari ve burunlari sanki birer bacaymislar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar", "biz de onlari taklit ettik, ancak duman biber gibi aciydi ve agzimizi yakti" diye yazmisti.

1556: Fransa ilk defa tütünle tanisti ve Jean Nicot kisa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyil bilim adamlari "nikotin" olarak taninan kimyasal maddeye onun adini verdiler).

1565: yilina gelindiginde, tüm Avrupa'ya yayilan tütün aliskanligi, ünlü Ingiliz aristokrati ve sairi Sir Walter Raleigh'nin tütün içmeye baslamasiyla, Ingiltere'ye de girdi.

1610: Japonya'da tütün üretimi ve içimi yasaklandi.

1612: Amerika'da Virginia'da ilk defa ticari tütün ekimi yapildi ve basariya ulasti. Amerikali tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kizilderili kizi Pocahontas'la evlendi. On yil içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle is gücü kullanilmaya baslandi.

1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti.

1622: Virginia, bir Kizilderili saldirisinda kolonisinin üçte birini kaybetmesine ragmen 60.000 libre tütün üretti.

1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti.

1629: Virginia tütün üretimini üç katina çikararak 1.500.000 libre tütün üretti.

1634: Maryland kuruldu. Maryland'de de tütün üretimine baslandi. Rus Çari tütün içimini tüm Rusya'da yasakladi. Tütün içerken yakalananlarin ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrari halinde ölüme mahkum ediliyorlardi.

1660: Tütün üreticisi olan Virginia ve Marland kolonilerinde kölelik basladi. Sayilari azalan beyaz usaklar yerini kölelere birakti. Köle fiyatlari tütün fiyatlarina göre belirlenmeye baslandi.

1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ve tütün tasimak yasaklandi. Bir süre için, perakende satista yasaklandi ancak halkin kendileri için tütün yetistirmeye baslamasiyla, Kanada'nin tütün endüstrisi düsüs gösterdi.

1732: Virginia'nin en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldügünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardi.

1739: Fransa, Kanada'dan tütün ithal etmeye basladi.

1761: Ingiliz doktor John Hill, "Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff" (Asiri Enfiye Kullanimina Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser arastirmasi olan raporunu yayinladi.

1775: Virginia ve Maryland'in tütün üretimi 100 milyon libreye ulasti.

1800: ABD'nin köle nüfusunun yarisindan fazlasi Virginia ve Maryland'deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayisi 395.000'di. Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye basladi. Tütün çigneme ve pipo kullanimi ortaya çikti.

1854: 1856 yilinda sona eren Kirim Savasi basladi. Ingiliz ve Fransiz askerleri Türk tütünüyle tanisip, onu Avrupa'ya götürdüler.

1878: Kanada'nin Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims "The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits" (Tütün Içme ve Çigneme Günahi ve Bu Aliskanliklari Birakmak Için Etkili Tedavi) isimli kitabini yayinladi.

1881: ABD'de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldi. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye basladi. Bir makine 48 kisinin yaptigi isi yapiyordu. Üretim maliyeti düstü ve güvenli kibritin de icadiyla, sigara tüketimi bir anda patladi.

1889: Saint John Hastanesi sigaranin zararlarini ve girtlak kanserine neden oldugunu anlatan bir kitap yayinladi.

1891: Kanada'nin British Colombia eyaletinde, 15 yasindan küçüklerin tütün içmesi yasaklandi.

1895: Sadece Kanada'da 66 milyon adet sigara satildi.

1903: Kanada, Ingiltere ve Amerika'da sigaranin zararlari ciddi bir sekilde ele alinmaya baslandi, Kanada'da sigaranin yasaklanmasi için meclise kanun tasarisi verildi.

1914: Birinci Dünya Savasinin baslamasiyla, sigarayi yasaklama hareketi sekteye ugradi hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyalari basladi.

1920'ler: Tüm dünyada sigara kullanimi hat safhaya ulasti, bir yilda tüketilen sigara sayisi milyarlari buldu.

1930: Almanya'nin Köln Üniversite'si bilim adamlari sigara ve kanser arasindaki iliskiyi istatistiksel olarak ortaya çikardi.

1934: Ilk mentollü sigara üretildi.

1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarindan Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yasta öldüklerini belirtti.

1939: Almanya Polonya'yi isgal etti ve Ikinci Dünya Savasi basladi. Cephedeki askerlere sigara tasinmaya baslandi. Bu sirada Alman bilim adamlari sigara ve kanser arasindaki iliskiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayinladi.

1943: Dünya yetiskin nüfusunun yaklasik %60-%80'nin sigara içiyordu.

1944: Amerikan Kanser Dernegi, sigaranin sagliga zararli olabilecegini belirtti. Akciger kanseri ve sigara arasindaki iliskinin henüz kesinlik kazanmadigini ama gene de dikkatli olunmasi gerektigi hakkinda halki uyardi.

1947: Kanadali doktor Norman Delarue akciger kanseri hastalarinin %90'inin sigara tiryakisi oldugunu gösteren bir arastirma yayinladi.

sigara

 Eğer bir bebek istiyorsanız ya da hamileyseniz, sigarayı bırakmak için daha önemli bir sebep olamaz. Doğacak bebeğin sağlığı sizin için her şeyden önemli olmalıdır. Şu gerçekleri asla unutmayın:

Sigara ve Bebeğin Kilosu

Hamileyseniz ve sigara içiyorsanız, henüz doğmamış bebeğinize de sigara içiriyorsunuz demektir! Sigara içen annelerin bebekleri, içmeyen annelerin bebeklerine göre daha zayıf doğmaktadır. Eğer, hamilelik sırasinda çok sigara içerseniz (bir paketten fazla), bebeğinizin kilosu daha da düşük olacaktir. Daha da kötüsü, nikotin bebeğinizin gelişimi için çok gerekli olan oksijeni yok edecektir. Bebeğin gelişimi tehlikeye girecektir. Sigara içen bir annenin zayıf ama önemli bir sağlık problemi olmayan bir bebek dünyaya getirdiğini düşünelim. Doğumdan sonra, bebek kilo alacaktır ama yedi yaşına geldiğinde, yaşıtlarından çok daha zayıf, daha kısa boylu olacaktır. Zekasının düşük olma ihtimali de çok yüksektir. Okula başladığı zaman, sigara içmeyen annelerin çocukları daha çabuk okuma-yazma söküp daha başarılı olurken, bu zavallı çocuk annesinin sigara içmesi yüzünden her konuda yaşıtlarından daha geri kalacaktır.

Sigara ve Bebek Ölümleri

Istatistiklere göre, sigara içen annelerin düşük yapma ve ölü doğum yapma oranı içmeyenlere göre %50 daha fazladır. Ayrıca, sigara içenlerin bebekleri 21/2 oranında aniden ölüm riski taşır. Eğer hamile olmadan önce sigarayı bırakırsanız, tüm bu riskler dört ay içinde yok olacaktır.

Sigara ve Sağlığınız

Anne olmak çok zor bir iştir. Çok sorumluluk gerektirir. Her anlamda sağlığınız iyi olması gereklidir. Sigara içen insanlar, içmeyenlerden daha çok hastalanır, hemen hemen hepsinde ciddi sağlık sorunları çıkar ortaya. Dünyada, her yıl akciğer kanserinden ölen sigara tiryakisi kadın sayısı 30.000'dir. Sigarayı hemen bırakırsanız, çocuklarınızla geçireceginiz yılları arttırmış olacaksınız unutmayın.

Sigara ve Aile Sağlığı

Sigara dumanı, pasif içiciler için de en az aktif içiciler kadar zararlıdır. Bu durum, çocuklar için daha da endişe vericidir. Onların bünyesi daha zayıftır ve henüz gelişme çağında oldukları için, oksijene, temiz havaya olan ihtiyaçları yetişkinlerden daha fazladır. Lütfen, çocuklarınızın yanında sigara içmeyin. Onları kendi ellerinizle zehirlemeyin.

Sigarayı Birakarak Kazanacaklarınız

Siz sigarayı bırakınca, bebeğinizin kazanacaklari sizin için yeterli değil mi? Onun sağlıklı doğmasi, sağlıklı büyümesi anne-baba için büyük bir hazinedir. Evinizde sigara tüketimi sona erdikten sonra, çok kısa bir süre içinde hem siz hem de tüm aileniz daha temiz ve sağlıklı bir ortamda yaşamaya başlayacaksınız. Kısa sürede, hiç sigara içmeyenler gibi sağlığınıza kavuşacaksınız.

Sigara bırakmak çok kolay  değildir, ama asla imkansız da değildir. Kendinize bırakmak için bir tarih ve bir yol belirleyin, ama asla bıraktım demeyin, sadece ara verdim, içmiyorum gibi davranın. Aileniz için yapabileceğiniz daha iyi bir şey olamaz.

SİGARA ve SAĞLIK

Saatte 200-250 km hızla ve 100 derecenin üzerinde sıcaklıkla dumanı ağız içine çarpan sigara, içerdiği 4000 den fazla zararlı madde ile insan sağlığında ciddi bozulmalara yol açar. Sigara otuza yakın hastalık için ciddi risk faktörüdür. Sigaranın dumanında gaz halinde bulunan CO (karbon monoksit) hücrelerin kandaki oksijeni kullanmasını engelleyerek, tüm organların çalışmasına zarar verir. Sigara dişlerde lekelenmeye, dişlerde daha kolay çürümeye, tad duygusunda bozulmaya yol açar ve diş taşı oluşumunu hızlandırır. Sigara içenlerde ağız içi kanserleri, dişeti kanserleri, dil kanserleri, bademcik kanserleri, sigara içmeyenlere göre 3-33 kat daha fazla görülür. Sigara, solunum yollarını örten hücreleri ve koruyucu siliyer yapıyı bozarak akciğerlerin her türlü zarara açık hale gelmesine yol açar. Kronik akciğer hastalıklarının % 80-90 sorumlusu, sigaradır. Sigara içenlerde kronik bronşit, amfizem gibi hastalıklardan ölüm oranı, sigara içmeyenlere göre 2.5 kat fazladır. Akciğer kanserlerinin % 90'ı sigarayla ilgili olup, sigara içmeyenlere göre riskleri 15-20 kat yüksektir. Sigara içen kişiler, içmeyenlere göre ortalama 8 yıl daha erken ölmektedirler. Sigara damar sertliği gelişmesini olaylaştırır, koroner arter hastalığı gelişiminde ise en önemli risk faktörlerinden biridir. Kalbin oksijen tüketimini arttırır, damarlarda büzülmelere neden olur. Yemek borusu kanserlerinin en önemli risklerinden birisi sigara içimidir. Sigara mide salgısını arttırır, mide ülseri ve mide kanseri gelişmesini ise kolaşlaştırır. İdrar kesesi ve pankreas kanseri sigara içenlerde, içmeyenlere göre 2 kat daha fazla görülür. Böbrek kanserleri ise 5 kat daha fazladır. Sigara erkeklerde ejekülasyon miktarını ve spermlerin hareket yeteneğini azaltır. Cinsiyet hormanlarının da salgılanışını bozarak, cinsel isteğin ve gücün azalmasına yol açar. Sigara içenlerde prostat kanseri de, içmeyenlere göre 2 kat fazla görülür. Sigara kadınlarda ise istenmeyen düşüklere, erken ve düşük kilolu bebek doğumlarına, ölü doğumlara ve erken menapoza yol açar. Ayrıca ses kısıklığına, ses kalınlaşmasına ve cilt damarlarının daralmasına bağlı cilt kurumalarına yol açarak cinsel yaşantıyı olumsuz yönde etkiler. Sigara içen kadınlarda rahim ağzı kanserleri de yaklaşık 20 kat fazla görülür. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda sigara içimi de eklenirse, kalp-damar hastalıkları içmeyenlere göre 2 kat fazla görülür.

                             SİGARANIN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR

Bağımlılık - Nikotin maddesinin bağımlılık yapıcı özelliği eroine çok benzer.

Sırt ve Bel Ağrısı -Sigara içmek, belle ilgili hastalıkların tedavisini engelleyen faktörlerden biridir. Bunun yanında normal insanlarda da zaman zaman şiddetli sırt ve bel ağrılarına yol açabilir. Bunun nedeni, sigara içen kişilerde vücudun, omurilikteki disklere çok zayıf miktarda oksijen göndermesidir.

 İlaca Karşı Bağışıklık- Sigara içenler belli bir ilacın etkili olması için çok daha büyük dozlarda o ilacı kullanmak zorunda kalır.

Kısırlık - Çiftlerden sadece birinin sigara içmesi çocuk olmaması riskini 3 kat artrır. Menopoz - Sigara içen kadınlarda beklenenden 5-10 yıl daha erken menopoz görülür. Bu da kemiklerin erkenden incelmesine ve de erimesine neden olur.

Erken Yaşlanma- Düzenli bir şekilde sigara içilmesi, deri yapısını bozar, kırışıklıklara yol açar. Bunun yanında dişler sararır ve de kararır, tırnaklar sağlıksızlaşır.

İyileşme Zorluğu - Sigara içenlerin yaraları çok daha zor kapanır. Bunun yanında ameliyat sonrası yaralarının iyileşmeme olasılıkları vardır.

Diş Kaybı - Sigara içmek diş kayıplarında önemli bir faktördür.

Prostat Kanseri - Sigara içmek prostat kanserinin %40'ından sorumludur.

Göğüs Kanseri - Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre %75 daha fazla göğüs kanserine yakalanma riski taşır.

Rahim Kanseri - Sigara içen kadınlar içmeyenlere göre 4 kat daha fazla rahim kanserine yakalanma riski taşır.

Boğaz Kanseri - Boğaz kanseri vakalarının %80'ine sigara yol açar.

Mide Kanseri - Sigara içenlerin mide veya bağırsak kanserine yakalanma riski içmeyenlere göre 2 kat daha fazladır.

Karaciğer Kanseri - Karaciğer kanseri vakalarının % 80'i sigara yüzünden olur.

Gırtlak Kanseri - Günde 25 tane sigara içiyorsanız 30 kat daha fazla gırtlak kanserine yakalanma riski taşırsınız. Bu da ilk başlarda konuşma zorluğu ilerleyen safhalarda tamamen konuşamamaya sebebiyet verir.

Amfizrem - Bu hastalığın yol açtığı ölümlerin %85'i sigara yüzünden olur. (Akciğerlerdeki alveoller zamanla esnekliğini kaybeder. İlerleyen safhalarda, yoğun bir biçimde solunum zorluğu olur ve hasta solunum makinasına bağlanmak zorunda kalır.)

Ağız Kanseri - Ağız kanseri vakalarının tamamına sigara yol açar.

Yemek Borusu Kanseri - Bu kanserden ölenlerin hemen hemen hepsi sigara içtikleri için ölmüşlerdir.

Çocukluk Solunum Problemleri - Annesi ya da babası sigara içen çocuklar 6 kat daha fazla solunum yolu hastalıklarıyla karşılaşma riski taşır. (Soğuk algınlığı, kulak iltihapları, bronşit, bademcik problemleri, astım ve de zatüre ki bazen ölüme bile yol açar)

Kulak Enfeksiyonları -Sigara içenlerin çocuklarının orta kulak enfeksiyonuna yakalanma riskleri vardır.

Erken Doğum ve Bebeğin Hafif Doğması - Günde sadece 5 tane sigara içen hamile bir kadının erken doğum yapması ya da oldukça küçük ve de sağlıksız bir bebek doğurma riski inanılmaz boyutlardadır.

Şeker Hastalığı - Sigara içmek, vücudun insülün salgılama yeteneğini zamanla yok eder. Bu da şeker hastalığına yol açar.

Kalp Hastalıkları - Sigara içenlerin kalp krizine yakalanma riski içmeyenlere göre 4 kat daha fazladır.

Kangren - Akciğerler verimsizleştiği için, vücuda çok az oksijen yayılır. İnsan vücudu, bu çok az miktardaki oksijeni iç organlara dağıtmak zorunda kalır. Bundan dolayı, kalbe en uzak kısımlar olan parmak uçlarından itibaren hücreler süratle zincirleme olarak ölür. Çoğu zaman kollar ya da bacaklar kesilebilir.

                                      SİGARA İŞ KAYBINA YOL AÇIYOR

    Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Celal Karlıkaya, sigara tiryakisinin daha çok kazalara yol açtığını belirterek, "Sigara tiryakisi, içmeyene oranla iki kat daha fazla iş kazasına uğruyor" dedi.

    Doç. Dr. Karlıkaya, dumansız bir ortamın herşeyden önce çalışanların sağlığı için gerekli olduğunu söyledi. Aktif sigara içiminin kalp hastalığı, akciğer kanseri ve akciğer problemlerine yol açtığının kanıtlandığını bildiren Doç. Dr. Karlıkaya, birçok insan için pasif sigaranın, yani başkasının dumanının da ciddi sağlık tehdidi oluşturduğunu kaydetti.

    Sigara içenlerin daha sık kazalara yol açtığını ifade eden Doç. Dr. Karlıkaya, şunları kaydetti: "Sigara tiryakisi, içmeyene oranla iki kat daha fazla iş kazasına uğruyor. Sigara dumanındaki maddeler, dikkat azalması, ellerin meşguliyeti ve gözlerin irritasyonu nedeniyle performans azalmasına yol açarak, kazaya zemin hazırlar. Sigara içenler, yaklaşık yüzde 50 daha fazla trafik kazasına uğrarlar. Bu farklılıkları, yaş, sürücülük tecrübesi, eğitim seviyesi de etkilemektedir." Sigara içenlerde uyuşturucu ve alkol kullanımının da sigara içmeyenlerden daha fazla olduğunu bildiren Doç. Dr. Karlıkaya, alkol ve uyuşturucu faktörleri düzeltildiğinde bile sigara içenlerde kazaların daha fazla olduğunu kaydetti.

    Sigara içenlerin içmeyenlere oranla daha fazla devamsızlık yaptıklarını ifade eden Doç. Dr. Celal Karlıkaya, kanser, bronşit, amfizem, inme ve kalp krizleri gibi önemli hastalıklar yanında öksürük, soğuk algınlığı ve gribin, sigara içenlerde daha sık olduğunu bildirdi.

    ABD ordusunda yapılan bir araştırmada da sigara içen erkeklerde yüzde 60 daha fazla işgücü kaybı saptandığını belirten Doç. Dr. Karlıkaya, işgücü kaybının sigara içen erkeklerde yüzde 14,1, kadınlarda ise yüzde 3 olarak belirlendiğini kaydetti. İsveç'te yapılan bir araştırmanın da sigara içenlerin yüzde 30 daha fazla devamsızlık yaptıklarının ortaya çıktığını bildiren Doç. Dr. Karlıkaya, sigarayı bırakanların, iş devamsızlığının azaldığını söyledi.

    Hastalığın yanında çalışma saatlerinde sigara içme molası nedeniyle üretim kaybı yaşandığına işaret eden Doç. Dr. Karlıkaya, günde 6 dakikalık 5 sigara içiminin bağımlı kişinin 30 dakikalık iş kaybına yol açtığını bildirdi.                                                                                    

Sigara ve Kalbiniz

 Sigara dumanıyla birlikte vücuda binlerce zehirli madde (nikotin, arsenik, amonyak, siyanür, benzopiren vs.) girer.

Bu tehlike karşısında vücut adrenalin salgılar. Adrenalin, vücudumuzun bir tehlike karşısında doğal olarak salgıladığı bir "kaç veya savaş" hormonudur. Adrenalin salgılanması sonucunda damarlar büzüşür. Bunun nedeni bir yaralanma durumunda kan kaybının mümkün olduğunca az olmasıdır.

Damarların büzülmesine ek olarak, tütün dumanındaki karbonmonoksit kanı kıvamlaştırır.

Kalp, kıvamlaşan kanı büzüşen damarlar içinden vücudun en uzak noktalarına göndermek için vargücüyle çalışır. Sigaradan ilk nefesin çekilmesiyle birlikte kalbin atışı dakikada yaklaşık 20 atış hızlanır.

Normalden hızlı çalışan kalbin daha fazla oksijene ihtiyacı vardır, oysa sigara dumanıyla birlikte vücuda giren karbonmonoksit kandaki oksijeni kovar, dolayısıyla kalp az oksijenle çok fazla çalışmak zorunda kalır ve vaktinden önce yorulur, yaşlanır ve ölür.

SİGARADA KAÇ ZEHİR VAR?

Sigarada bulunan zehirlerden bazıları:

Polonyum - 210 (kanserojen),
Radon (radyasyon),
Metanol (füze yakıtı),
Toluen (tiner),
Kadmiyum (akü metali),
Bütan (tüpgaz),
DDT (böcek öldürücü),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri ),
Aseton (oje sökücü),
Naftalin (güve kovucu),
Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri),
Arsenik (fare zehiri),
Amonyak (tuvalet temizleyicisi) ,
Karbon (eksoz Monoksit gazı),
Nikotin
ve 3.885 toksik madde.

Bu maddelerin solunması akciğerlerde Katran (asfalt) oluşumuna neden oluyor.

SİGARANIN ZARARLARI

  • Sigaranın İçinde Neler Var?
  • Sigaranın Vücuda Verdiği Zararlar
  • Sigaranın Psikolojik Etkileri

SİGARANIN İÇİNDE NELER VAR?

Sigaranın içinde ortalama 44 adet zehirli madde vardır. Bunlar kanserojen maddelerdir ve en tehlikelileri arsenik, benzin, kadmiyum, hidrojen siyanid, toluene, amonyak ve propilen glikoldur. Örneğin; siyanid kesinlikle öldürücü bir zehirdir.

SİGARA İÇMENİN VÜCUDA ETKİLERİ

Artık herkes sigaranın ne kadar ne kadar zararlı olduğunu biliyor. Tütünün kanserojen olduğunu duymayan, bilmeyen kalmadı. Ancak, sigaranın zararları bununla bitmiyor, her türlü kalp ve akciğer hastalığına yol açıyor, damar tıkanıklığı felce kadar götürebiliyor.

İlk nefes ... ve sonrası

Sigara içtiğiniz anda, vücudunuz etkilenmeye başlar. Nabzınız yükselir, daha hızlı nefes alıp vermeye başlarsınız. Kan dolaşımınız yavaşlar. Sigara içinde yaklaşık 3.700 zehirli madde barındıran bir karışımdır. Bunların büyük bir bölümü kanserojendir. En zararları da karbon monoksit, hidrojen siyanid ve amonyaktır ve bu zehirli kimyasal maddeler, bir nefes sigarayla kan dolaşımınıza karışır. Bunun sonucunda, astım, ciğer yangısı, göğüs ağrıları başlar. Daha sık nezle, grip ve soğuk algınlığı geçirmeye başlarsınız.

Her on üç saniyede bir kişi, sigaraya bağlı bir hastalıktan hayatını kaybetmektedir. Her yıl dünyada 2.500.000 milyon kişi sigara yüzünden hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin başlıca sebebi akciğer kanseridir, ikinci önemli sebep kalp hastalıkları ve diğer kanser türleridir.

İnsan vücudunda, hiçbir bölüm yoktur ki; sigarada bulunan kimyasal maddelerden etkilenmesin. Bu bölümde, vücudunuzda kısa bir tur yapacağız ve vücudunuzun ne halde olduğunu size göstereceğiz:

Baş ve Yüz

Bir sigara bağımlısı olarak, ağız kanserine yakalanma riskiniz çok yüksek. Ayrıca tütün duman diş eti hastalıklarına yol açar, diş çürümesine ve nefesinizin kötü kokmasına sebep olur. Bunların yanı sıra sigara bağımlılarında kronik baş ağrılarında rastlanır. Beyne giden oksijende azalma olur bu da beyin damarlarının daralmasında neden olur. Bu durum kişiyi felce kadar götürür.

Akciğer ve Bronşlar

Soluk borunuzdan ve bronşlarınızdan geçen duman göğsünüze iner. Sigara dumanındaki hidrojen siyanid, bronşlarınızın çeperini yakar ve kronik öksürük ortaya çıkar. Bronşlar zayıfladıkça, bu bölgede pek çok hastalık oluşur. Akciğer salgılarında azalma olur ve bu da kronik öksürüklere yol açar. Sigara içenler, içmeyenlere on kat daha fazla akciğer kanseri olma riski taşırlar.


Kalp

Sigaranın kalbe verdiği zararlar tek kelimeyle yıkıcıdır. Nikotin kan basıncını yükseltir ve kanın daha çabuk pıhtılaşmasına sebep olur. Sigarada bulunan karbon monoksitin kandaki oksijeni yok etmesiyle damarlarda kolesterol depolanır ve bu da kalp krizi riskini arttırır. Bunun yanı sıra, kan dolaşımı bozukluklarına bağlı olarak, felç, parmaklarda kangren ve iktidarsızlık, sigara içenlerde çok sıklıkla görülen hastalıklardır.

Organlar

Sigaranın sindirim sistemine pek çok kötü etkisi bulunmaktadır. Sigara tüketimine bağlı olarak, midede asit salgılanması artar, mide yanmaları ve ülser başlar. Sigara bağımlılarında pankreas kanseri çok sıklıkla ortaya çıkar, büyük ölçüde ölümle sonuçlanır. Sigaranın ihtiva ettiği kanserojen maddeler, idrarla dışarı atılır ancak bu maddelerin vücuttaki varlığı mesane kanserine yol açar. Sigara yüzünden oluşan yüksek kan basıncı ise böbreklere büyük zarar verir.

Sonuçlar

Sigaranın sağlık üzerindeki kötü etkileri araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu araştırmalar göre, sigara tiryakisi erkeklerin %40'ı henüz emeklilik yaşına gelmeden hayatını kaybetmektedir. Bu oran sigara kullanmayanlarda %18'dir. Sigara kullanan kadınlarda ise rahim kanseri riski çoğalmaktadır, hamile kadınların sigara içmesi ise sakat ve ölü doğumlarla sonuçlanmaktadır.

Tüm bunlara rağmen, sigarayı bıraktığınız anda vücut kendi kendini tamir etmeye başlar. On yıl içinde vücut hiç sigara içmemiş gibi olur. Ancak, sigarayı bırakmak için kanser ya da kalp hastası olmayı beklerseniz, vücudunuzun kendini tamir etmesi için pek fazla vakti olamayacaktır.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ? 

Sigara içen ve yaşamları boyunca da içmeye devam eden gençlerin yarısı tütün nedeni ile öleceklerdir.

Sigara içen annelerin doğacak çocukları da zarar görür. Düşük, düşük doğum ağırlığı, hamilelik komplikasyonları, bebeklik ve çocukluk dönemleri sağlık sorunları riski vardır.

Sigara tüm kanser türlerinin %30'nun, akciğer kanserlerinin ise %80-90 nedenidir. Erkeklerde en sık ölüm nedeni olan kanser türü akciğer kanseridir. Kadınlarda en sık neden meme kanseri iken son yıllarda kadınlarda da akciğer kanseri en sık ölüm nedeni haline gelmiştir.

Sigara içenlerin, içmeyenlere göre kalp krizinden ölme olasılığı iki kat, ani kalp durması riski üç kat daha fazladır.

Pipo ve sigara içenlerde, içmeyenlere göre ağız ve yemek borusu kanserleri beş kat daha fazladır.

Sigara, ses kaybına ve ölümünüze yol açan gırtlak kanserinin başlıca nedenidir.

Sigara içenler içmeyenlere göre; zatürre, soğuk algınlığı, bronşit, sinüzit gibi hastalıklara daha kolay yakalanır ve daha zor iyileşirler. Hatta sigara içenlerle çalışan veya yaşayan ama kendisi sigara içmeyen kişilerde bile bu göze çarpar. Çocuklarda bu durum daha belirgindir.              

Akciğer kanseri

 Sigaranın akciğer kanserine sebep olduğu biliniyor. Sigaranın akciğer kanserine nasıl sebep olduğunun ilk kanıtı sonunda bulundu.

İnsan vücudundaki her hücrenin çekirdeğinde bulunan p53 geni "genomun gardiyanı" olarak bilinir. Genom, genetik bilgilerin, yani DNA'nın teknik adıdır. Her gün, hücrelerimizin bir çoğundaki DNA kendisini kopyalar ve her gün bu kopyalama işlemi sırasında bazı hatalar meydana gelir. Bu hataların yarattığı yeni hücreler kanserleşme potansiyeli taşır. p53 geninin ana görevlerinden biri, hücredeki bu değişiklikleri ve hataları temizlemektir. Dolayısıyla, görevini gereği gibi yerine getirmeyen bir p53 geni bir hücreyi, sonuçta da insan vücudunu kanser tehlikesiyle karşı karşıya bırakır.

Tüm kanserlerin en az yarısında p53 geninin hasarlı olduğu tespit edilmiştir p53 geni, sigara içen ve akciğer kanserine yakalananların yaklaşık %60'ında çok özgül bir biçimde hasar görmektedir. Sigara dumanının bazı bileşenleri DNA'yla kimyasal olarak tepkimeye girer. Bu hasar gören DNA onarılmazsa, hasarlı DNA hücre bölünmesi sırasında kopyalanırken bu hatalar sistemin bir parçası haline gelir. Bu şekilde, normal gelişim denetimine yanıt vermeyen bir farklılaşmış hücre popülasyonu gelişebilir ve en sonunda kansere dönüşebilir.

California ve Texas'lı bilimadamları, 1996 yılında, sigara dumanında yüksek konsantrasyonlarda bulunan bir kanserojen olan "benzopiren" maddesinin p53 genine doğrudan hasar verdiğini kanıtlamak suretiyle, sigara ile akciğer kanseri arasındaki direkt genetik bağlantıyı kurmuş oldular. Bu bilimadamları sigara dumanının kendine özgü işaretini p53 geninde bıraktığını gösterdiler. Sigaranın p53 genine hasar verdiği ve bunun akciğer kanserine sebep olduğu hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin.
 

 Kaynak: Science 1996; 274:430-432/Cancer Research 1994; 54:4855-4878; British Journal of Cancer 1994; 69:409-416).



 Eğer bir bebek istiyorsanız ya da hamileyseniz, sigarayı bırakmak için daha önemli bir sebep olamaz. Doğacak bebeğin sağlığı sizin için her şeyden önemli olmalıdır. Şu gerçekleri asla unutmayın:

Sigara ve Bebeğin Kilosu

Hamileyseniz ve sigara içiyorsanız, henüz doğmamış bebeğinize de sigara içiriyorsunuz demektir! Sigara içen annelerin bebekleri, içmeyen annelerin bebeklerine göre daha zayıf doğmaktadır. Eğer, hamilelik sırasinda çok sigara içerseniz (bir paketten fazla), bebeğinizin kilosu daha da düşük olacaktir. Daha da kötüsü, nikotin bebeğinizin gelişimi için çok gerekli olan oksijeni yok edecektir. Bebeğin gelişimi tehlikeye girecektir. Sigara içen bir annenin zayıf ama önemli bir sağlık problemi olmayan bir bebek dünyaya getirdiğini düşünelim. Doğumdan sonra, bebek kilo alacaktır ama yedi yaşına geldiğinde, yaşıtlarından çok daha zayıf, daha kısa boylu olacaktır. Zekasının düşük olma ihtimali de çok yüksektir. Okula başladığı zaman, sigara içmeyen annelerin çocukları daha çabuk okuma-yazma söküp daha başarılı olurken, bu zavallı çocuk annesinin sigara içmesi yüzünden her konuda yaşıtlarından daha geri kalacaktır.

Sigara ve Bebek Ölümleri

Istatistiklere göre, sigara içen annelerin düşük yapma ve ölü doğum yapma oranı içmeyenlere göre %50 daha fazladır. Ayrıca, sigara içenlerin bebekleri 21/2 oranında aniden ölüm riski taşır. Eğer hamile olmadan önce sigarayı bırakırsanız, tüm bu riskler dört ay içinde yok olacaktır.

Sigara ve Sağlığınız

Anne olmak çok zor bir iştir. Çok sorumluluk gerektirir. Her anlamda sağlığınız iyi olması gereklidir. Sigara içen insanlar, içmeyenlerden daha çok hastalanır, hemen hemen hepsinde ciddi sağlık sorunları çıkar ortaya. Dünyada, her yıl akciğer kanserinden ölen sigara tiryakisi kadın sayısı 30.000'dir. Sigarayı hemen bırakırsanız, çocuklarınızla geçireceginiz yılları arttırmış olacaksınız unutmayın.

Sigara ve Aile Sağlığı

Sigara dumanı, pasif içiciler için de en az aktif içiciler kadar zararlıdır. Bu durum, çocuklar için daha da endişe vericidir. Onların bünyesi daha zayıftır ve henüz gelişme çağında oldukları için, oksijene, temiz havaya olan ihtiyaçları yetişkinlerden daha fazladır. Lütfen, çocuklarınızın yanında sigara içmeyin. Onları kendi ellerinizle zehirlemeyin.

Sigarayı Birakarak Kazanacaklarınız

Siz sigarayı bırakınca, bebeğinizin kazanacaklari sizin için yeterli değil mi? Onun sağlıklı doğmasi, sağlıklı büyümesi anne-baba için büyük bir hazinedir. Evinizde sigara tüketimi sona erdikten sonra, çok kısa bir süre içinde hem siz hem de tüm aileniz daha temiz ve sağlıklı bir ortamda yaşamaya başlayacaksınız. Kısa sürede, hiç sigara içmeyenler gibi sağlığınıza kavuşacaksınız.

Sigara bırakmak çok kolay  değildir, ama asla imkansız da değildir. Kendinize bırakmak için bir tarih ve bir yol belirleyin, ama asla bıraktım demeyin, sadece ara verdim, içmiyorum gibi davranın. Aileniz için yapabileceğiniz daha iyi bir şey olamaz.                                                      

Kronik Obstruktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı

 Kronik Obstüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ilerleyici ve tam olarak geri dönüşümü olmayan bir akciğer hastalığıdır. Hastalarda başlıca yakınmalar öksürük, balgam ve eforla nefes darlığıdır. Bu hastalıkta havayolları daralır, solunum güçleşir. KOAH için en önemli risk faktörü sigaradır. Pipo, puro ve birçok ülkede yaygın olan tütün tüketiminin diğer yolları da risk faktörüdür. Yalnızca sigaranın aktif içimi değil pasif maruziyet de solunumsal yakınmalara ve KOAH gelişimine katkıda bulunur. Diğer nedenleri; iş yeri ortamındaki tozlar ve kimyasal maddeler ve iyi havalanmayan evlerde yemek pişirme ve ısınma amacıyla kullanılan bitkisel ve hayvansal yakıtın yol açtığı (sac, tandır, kuzine gibi) iç ortam hava kirliliğidir. Erken çocukluk döneminde geçirilen solunum hastalıkları akciğer fonksiyonlarında azalmaya neden olarak erişkin dönemde solunumsal yakınmalarda artmaya yol açabilirler.

Risk faktörü öyküsü olan kişilerde ve öksürük, balgam, eforla nefes darlığı olan hastalarda KOAH tanısı düşünülmeli ve tanı solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalıdır. Bu testler, hem tanıda hem de hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve seyrinin takibinde kullanılmaktadır.

KOAH dünyada en önemli dördüncü ölüm nedeni olarak tahmin edilmektedir (koroner arter hastalığı, serebrovasküler hastalık, akut solunum yolu enfeksiyonundan sonra ve HIV/AIDS ile dördüncülüğü paylaşmakta). Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre 2000 yılında KOAH nedeniyle dünyada 2.74 milyon kişi ölmüştür. Türkiye'de yaklaşık 3 milyon KOAH'lı hasta bulunduğu ve KOAH'ın 5. ölüm nedeni olduğu tahmin edilmektedir. Hastalık kamuoyu ve sağlık çalışanları tarafından fazla bilinmiyor olması hastaların çok azının teşhis edilmesine ve teşhis edilenlerin de çok azının uygun tedavi almasına neden olmaktadır.

Tedavisinde sadece sürekli ilaç tedavisi yeterli değildir. Hastalığın değerlendirilmesi ve izlenmesi, risk faktörlerinin azaltılması, ve yakınmalarda kısa süreli kötüleşme ile karakterize akut alevlenmelerin tedavisi en az durağan (stabil) KOAH tedavisi kadar önemlidir. Sigara içiminin bırakılması, KOAH gelişme riskini azaltan ve hastalığın ilerlemesini durduran tek ve en etkili girişimdir. Durağan KOAH tedavisi, yakınmalar için havayolunu genişleten ilaçların kullanımını ve her yıl grip aşısı yapılmasını içerir.

Haftanın çoğu günlerinde öksürüyor, balgam çıkarıyor ya da nefes darlığı çekiyorsanız, 40 yaşından büyükseniz, sigara içiyor ya da uzun yıllar içtiyseniz ve bunlardan en az üçüne sahipseniz sizde de KOAH olabilir. KOAH'ın erken tanısı ile, akciğerlerinizdeki harabiyetin ilerlemesini durduracak önlemleri alabilmek için mutlaka ilgili uzman bir hekime başvurmanız gerekmektedir.

Türkiye'de 3 milyon kişi KOAH hastalığı ile boğuşyor.

Hayattaki en güzel his rahat nefes alabilmektir. Siz de kendinizi bu haktan mahrum etmeyin.          

Sigarayı Bırakmak 

 Sigara alışkanlığından vazgeçmek zor; ancak imkansız değildir. İş işten geçmeden sigara bırakılırsa vücut kendini yenileme imkanı bulabilir. Son sigara içildikten sonra 12 saat içinde vücut kendini iyileştirmeye başlar. Vücuttaki nikotin ve karbonmonoksit miktarı hızla azalmaya başlar, birkaç gün içinde vücutta belirgin rahatlama olur.

Sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra kalp krizi riski içmeyenlerle aynı düzeye iner. 10 yıl sonra akciğer kanserinden ölüm riski %50 oranında azalır.

Sigara bağımlılığının 2 yönü vardır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık.

- Fiziksel bağımlılığı yapan sigaradaki nikotindir. Psikolojik bağımlılık ise kişiye göre değişir. Kendine güvensiz, sorunlardan kaçan kişiler psikolojik bağımlılığa daha eğilimlidir.

Nikotin bağımlılığı oluşmuş kişilerde, sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 gün en zor dönemdir. Bu dönemde huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkabilir. Bu dönemde aktif olmak, kafeinden uzak durmak, sigarayı akla getirecek ortamlarda bulunmamak, sakız çiğnemek, kuruyemiş yemek, bu dönemi kolay atlatmaya yardımcı olabilir. Ancak bu bant ve sakızların yanlış kullanımı tehlikeli olabileceğinden mutlaka doktor gözetiminde kullanılmalıdır.

- Psikolojik bağımlılığı belirgin olan kişilerde ise psikiyatrist gözetiminde ve gerekirse anti-depresan türü ilaçlardan yardım alınmalıdır.

Sigarayı bırakma sonrasındaki sıkıntıların geçici olduğunu ve daha sağlıklı bir yaşama başlangıç olduğunu unutmayın. Sigarayı bırakmakla nefes almanız rahatlayacak, egzersiz kapasiteniz artacak, koku ve tat duyularınız düzelecek, öksürüğünüz yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır. Sigaranın kokusundan, bütçenize getirdiği yükten ve bağımlılıktan kurtulacaksınız.'

Daha verimli, üretken, sağlıklı ve sigarasız bir yaşam dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder