27 Aralık 2022 Salı

Avrupa Birliği

 Avrupa Birliği ya da kısaca AB, yirmi yedi üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenme. 1993 yılında, Maastricht Antlaşması olarak da bilinen Avrupa Birliği Antlaşması'nın imzalanması sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. Yaklaşık 500 milyonluk nüfusuyla Avrupa Birliği, dünyanın nominal gayri safi yurtiçi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturur. (16.8 trilyon ABD$)

Avrupa Birliği, tüm üye ülkeleri bağlayan standart yasalar aracılığıyla, insan, eşya, hizmet ve sermaye dolaşımı özgürlüklerini kapsayan bir tek pazar geliştirmiştir. Birlik içinde tarım, balıkçılık ve bölgesel kalkınma politikalarından oluşan ortak bir ticaret politikası izlenir. Birliğe üye ülkelerin on beşi, avro adıyla anılan ortak para birimini kullanmaya başlamıştır. Avrupa Birliği, üye ülkelerini Dünya Ticaret Örgütü'nde, G8 zirvelerinde ve Birleşmiş Milletler'de temsil ederek dış politikalarında da rol oynamaktadır. Birliğin yirmi yedi üyesinden yirmi biri NATO'nun da üyesidir. Schengen Antlaşması uyarınca birlik üyesi ülkeler arasında pasaport kontrolünün kaldırılmasının da arasında bulunduğu pek çok adlî konu ve içişileri düzenlemelerinde Avrupa Birliği'nin payı bulunur.

Avrupa Birliği, devletlerarası ve çokuluslu bir oluşumdur. Birlik içinde kimi konularda devletlerarası anlaşma ve fikir birliği gerekir. Ancak belirli durumlarda uluslarüstü yönetim organları, üyelerin anlaşması olmaksızın da karara varabilir. Avrupa Birliği'nin bu tip haklara sahip önemli yönetim birimleri Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu,Avrupa Birliği Konseyi, Liderler Zirvesi, Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa Merkez Bankası'dır. Parlamentoyu, Avrupa Birliği vatandaşları beş yılda bir oylama yöntemiyle seçerler.

Avrupa Birliği'nin temelleri 1951 yılında, 6 ülkenin katılımıyla oluşturulan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'na ve1957 Roma Antlaşması'na dayanmaktadır. O dönemden bu yana, birlik yeni üyelerin katılımlarıyla boyut olarak büyümüş; var olan yetkilerine yeni görev ve sorumluluk alanları ekleyerek de gücünü arttırmıştır. Üye devletler Aralık2007'de, birliğin bugüne dek yaptığı antlaşmalar ile yasal yapısını güncellemek ve iyileştirmek amacıyla Lizbon Antlaşması imzalanmıştır. Lizbon Antlaşması'nın onaylanma ve işleme girme sürecinin 2008 yılı içinde olması öngörülmüşse de İrlanda'da, antlaşmanın onaylanması için yapılan halkoylamasının olumsuz sonuçlanması, sürecin geleceğini belirsizleştirmiştir.                                                                                                                                 BİRLİĞİN GEÇMİŞİ:

Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu 

II. Dünya Savaşı sonrası oluşan siyasi hava Batı Avrupa'da birlik ve beraberlik rüzgâları estirmeye başladı. Bu da pek çok kişi tarafından, Avrupa'ya büyük zararlar veren aşırı milliyetçilik düşüncelerinden bir kaçış yolu olarak görülüyordu. Bu düşüncelerle birlikte 1951 yılında, ilk başarıya ulaşan Avrupa-içi iş birliği olan, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu önerisi geldi. Bu oluşumun temel amacı, başta Fransa ve Batı Almanya olmak üzere üyeleri arasında kömür ve çelik endüstrilerinin yönetimini bir araya getirmekti. Bunun yapılış nedeni, dönemin en önemli sanayi hammaddeleri olan kömür ve çelikten doğabilecek herhangi bir uyuşmazlığın önlenmesi ve buna bağlı olarak iki ülke arasındaki olası bir savaşın engellenmesidir. Bu iş birliğinin kurucuları yaptıklarını "Avrupa ittifağında ilk adım" olarak nitelediler. Topluluğun diğer kurucu üyeleri İtalya ve Benelüks ülkeleri: Belçika,Hollanda, Lüksemburg idi.

 

Avrupa Toplulukları 

1957 yılında iki yeni topluluk daha oluşturuldu: gümrük birliği işlemlerini sağlayan Avrupa Ekonomik Topluluğu ve nükleer enerji çalışmaları yürütmek için kurulanAvrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom). 1967 yılına gelindiğinde imzalanan Brüksel Antlaşması ile var olan 3 topluluk Avrupa Toplulukları ya da daha yaygın biçimiyle Avrupa Topluluğu (AT) adıyla tek bir çatı altında toplandı.


1973 yılında Avrupa Toplulukları Danimarka, İrlanda ve Birleşik Krallık'ı da içine alarak genişleme yoluna gitti. Bu ülkelerde katılım öncesi yapılan görüşmeler sırasında Norveç ile de masaya oturuldu ancak ülkede düzenlenen halkoylaması sonucu katılım isteği reddedilince Norveç topluluğun dışında kaldı.

Avrupa Parlamentosu'nun üyeleri arasında ilk demokratik, doğrudan seçimler 1979 yılında gerçekleştirildi. Bunlar, Avrupalılara Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri'ni seçmeleri konusunda olanak sağlayan ve ayrıca uluslararası düzeyde yapılan ilk seçimlerdi.

Yunanistan, İspanya ve Portekiz topluluğa 1980'li yıllarda katıldılar. 1985'te imzalanan Schengen Antlaşması, üye devletlerin pek çoğu arasında sınırda pasaport kontrolü olmaksızın yolculuk edebilme olanağını sağladı. 1986'da Avrupa bayrağıkullanılmaya başlandı ve liderler Avrupa Tek Senedi'ni imzaladılar. Bununla birlikte topluluğun karar alma mekanizmasının genişlemesi, ticari işlemlerde engel ve formalitelerin azaltılması ve daha ileri bir Avrupa Politik İş Birliği kurumu oluşturulması sağlandı.

 

Avrupa Birliği

1990 yılında Demir Perde'nin yıkılması ile eski Doğu Almanya, birleşmiş yeni Almanya'nın bir parçası olarak topluluğa katıldı. Doğu Avrupa'ya doğru gerçekleştirilen genişlemeyle birlikte, topluluğa katılmaya aday ülkelere uygulanmak amacıyla Kopenhag Kriterleri'nin kabul edilmesi üzerine görüş birliğine varıldı.

7 şubat 1992 tarihinde Maastricht Antlaşması yürürlüğe sokuldu. Bu antlaşma ilk kez Avrupa Birliği terimini kullandı ve üç sütun adını verdiği uygulama alanlarını başlattı. Bugünkü Avrupa Topluluğu terimi, geçmişte Avrupa Topluluklarının görev alanına giren politika ve uluslarüstü işlemleri kapsayan birinci sütuna eş düşmektedir. İkinci ve üçüncü sütunlarsa birliğin dış politikası ile içişleri ile ilgili, daha çok devletlerarası düzeyde iş birliği sunar. Günlük konuşma dilinde Avrupa Birliği terimi, Avrupa Topluluğu için de kullanılmaktadır ve birliğin birinci sütununun bir ögesi olarak Avrupa Topluluğu adı, öngörüldüğü tarihte yürürlüğe girecek olan Lizbon Antlaşması ile birlikte kullanımdan kalkacaktır.

Birliğe 1995 yılında, Avusturya, İsveç ve Finlandiya katıldı. 1997 tarihli Amsterdam Antlaşması, Maastricht Antlaşması'nın demokrasi ve dış politika başlıklarında iyileştirmeler yapmak için imzalandı. Amsterdam Antlaşması'nı 2001 yılında Nice Antlaşması izledi ve bu da birliğin doğu yönlü genişlemesine yeni vizyonlar kazandırmak adına Roma ve Maastricht antlaşmalarının üzerinde düzenlemeler yaptı.

2002'de on iki üye ülke avro adlı ortak bir para birimini benimsedi. O günden bu yana, avro alanı denen avro kullanan ülkeler sayıca on beşi aştı. 2004 yılında Avrupa Birliği, çoğunluğu eski Doğu Bloğu ülkelerinden olan on yeni aday ülkenin de birliğe resmen katılmalarıyla tarihindeki en büyük genişlemeyi gördü. Üç yıl sonra, Bulgaristan ve Romanya da birliğe girdi.

2004 yılında Roma'da, daha önceki tüm antlaşmaları tek bir belgede toplayacak Avrupa Birliği Anayasası hazırlanmasını öngören antlaşma imzalandı. Ancak bu anayasa taslağı, Fransa ve Hollanda'da düzenlenen halkoylamalarında alınan olumsuz sonuçlardan dolayı diğer ülkelerde uygulanmadı ve onay alma işlemi hiçbir zaman tamamlanmadı. Bu nedenle bunun yerine, 2007 yılında önceki antlaşmaları yeni bir anayasayla değiştirmektense koşullarını iyileştirmeyi öngören ve Reform Antlaşması olarak anılan Lizbon Antlaşması imzalandı. Üye ülkelerde yapılan halkoylamaları sonucu onaylanırsa, Ocak 2009'a kadar yürürlüğe girmesi öngörülen antlaşma ilk olarak oylandığı İrlanda Cumhuriyeti'nde reddedilince, sürecin geleceğine ilişkin beklentiler belirsizleşti.Avrupa Birliği yirmi yedi bağımsız devletten oluşur. Bunlar üye devletler olarak bilinen Almanya, Avusturya, Birleşik Krallık, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka,Estonya, Finlandiya, Fransa, Kıbrıs, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Letonya,Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya,Slovenya ve Yunanistan'dır.

Birliğe katılmayı bekleyen üç adet aday ülke vardır bunlar: Hırvatistan, Makedonya Cumhuriyeti ve Türkiye'dir. Batı Balkan ülkeleri Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ veSırbistan olası resmî adaylar olarak tanımlanmıştır. Son dönemde Kosova'ya da benzer bir statü verilmiştir.

Avrupa Birliği'ne katılabilmek için bir ülke, 1993 yılında Kopenhag Liderler Zirvesi'nde tanımlanan Kopenhag Kriterleri'ni tümüyle sağlamak durumundadır. Bu ölçütler, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı gösteren istikrarlı bir demokrasi, birlik üyeleri ile rekabet edebilecek düzeyde sağlam temelli bir ekonomi ve Avrupa Birliği yasalarını da içeren üyelik koşullarının kabul edilmesini gerektirir. Bir aday ülkenin bu ölçütlere uyup uymadığının değerlendirilmesinin yapılması konseyin görev alanıdır. Birliğin günümüzde var olan yönergeleri, 1985 yılında Grönland'ın birlikten çekilmesiyle örneği yaşanmasına karşın, üye bir ülkenin birlikten nasıl ayrılabileceğini açıkça belirtmemektedir. Ancak bu konuya, onaylanmayı bekleyen Lizbon Antlaşması'nda değinilmiştir ve bu tasarı bir ülkenin birlikten çıkmak istemesi durumunda izlenecek işlemleri içerir.

Birliğe katılmamayı yeğleyen dört Avrupa ülkesi İsviçre, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç'ten Avrupa Birliği ile ilgili pek çok ekonomik ve yasal düzenlemeye ise kısmen de olsa katılım göstermiştir. Bu ülkelerden İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç, Avrupa Ekonomik Alanı aracılığıyla tek pazar düzenlemelerine katılmıştır. İsviçre de benzer iki-taraflı antlaşmalar aracılığıyla Avrupa Birliği ile ilişkiler kurmuştur. Avrupa'nın tanınmış beş küçük devleti olan Andorra, Lihtenştayn, Monako, San Marino ve Vatikanile yürütülen ilişkiler de avroyu ortak para birimi olarak kullanmaktan ve bazı diğer ekonomik iş birliği çalışmaları yapmaktan oluşur.                                                              COĞRAFYA:Avrupa Birliği'nin toprakları kıta dışına taşan ya da kıta dışında bulunan bazı topraklar dışında yirmi yedi üye ülkenin toplam topraklarından oluşur. Avrupa Birliği'nin sınırları, Avrupa kıtasının sınırları ile eş değildir çünkü kıtanın bir parçası olmalarına karşın, İzlanda, Norveç ve İsviçre gibi ülkeler birlik içide değildir. Bununla birlikte, bazı üye ülkelerin de topraklarının bir bölümünü oluşturan yerler; örneğin Danimarka'nın Faroe Adaları ve Birleşik Krallık'ın Manş Adaları, birliğin dışındadır. Birliğin üyelerine bağlı, coğrafi olarak Avrupa dışında kalan, Grönland, Aruba ve Hollanda Antilleri gibi pek çok bölge de birliğin dışındadır. Azorlar, Kanarya Adaları, Fransız Guyanası, Guadeloupe, Madeira, Martinique, Réunion, Saint Barthélemy ve Saint Martin gibi coğrafi olarak Avrupa toprakları içinde olmayan bazı özel üye devlet topraklarıysa bu durumlarına karşın birlik üyesi olarak görünmektedirler.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerin toplam yüzölçümü 4.422.773 kilmetrekarelik bir alan tutar. Birliğin toplam toprakları, yüzölçümü bakımından ele alındığında 6 ülkeden sonra gelmektedir. Birliğin sınırları içindeki en yüksek nokta, Alpler'de deniz seviyesinden 4807 metrelik yüsekliğiyle Batı Avrupa'nın da en yüksek noktası olan Mont Blanc'tır. Kanada'dan sonra dünyanın en uzun kıyı şeridine sahip olan Avrupa Birliği 69.347 kilometre uzunluğundaki kıyıları tarafından gerek yerşekilleri, gerek iklim özellikleri, gerekse ekonomik koşulları açısından etkilenmiştir. Üye devletler toplamda, yirmi bir birlik dışı ülkeyle kara sınırı paylaşırlar. Toplamda 12.441 kilometreyi bulan bu uzunluğuyla Avrupa Birliği'nin sınırları dünyadaki en uzun beşinci sınır olma özelliğini taşır.

Denizaşırı ülke toprakları da işin içine katıldığında Avrupa genel olarak kutup ikliminden tropikal iklime kadar geniş yelpazeye yayılan bir iklim çeşitliliği yaşar. Bu durum da Avrupa için genel bir iklimsel değerlendirme yapmayı olanaksız kılar. Nüfusun hemen hemen hepsi ya Akdeniz ikliminin (Güney Avrupa) ya okyanusal iklimin (Batı Avrupa) ya da kuzey iklimine geçiş öncesikarasal iklimin egemen olduğu bölgelerde (Kuzey Avrupa) yaşar.                                       YÖNETİM:Avrupa Birliği'nin bugünkü yapısı birtakım antlaşmalar dizisi üzerine kuruludur. Bu antlaşmalar yeni eklentiler ve var olan şerhlerde iyileştirmeler yapılarak pek çok kez güncellenmiştir.[31] Antlaşmalar, birliğin politik amaçlarını tanımlar ve yasal güçler ile amacına ulaşabilmek için kurumlar geliştirir. Yapılan antlaşmalar birliğe üye devletleri ve yurttaşlarını doğrudan etkiler ve bu da birlik lügatinde Doğrudan etki adıyla tanımlanır.[32] Üye ülkeler, üyelik koşullarından biri olarak, ulusal mahkemelerinde Avrupa Birliği antlaşmaları ışığında Avrupa Birliği hukukuna göre hareket eder. Herhangi bir ülkede Avrupa Birliği hukukunda bulunan bir yasa var olan ulusal yasalarla çelişirse Avrupa Birliği yasalarının uygulanması beklenir.[33] Avrupa Birliği tüzüğünü uygulayan kararlar ulusal mahkemelerce Avrupa Adalet Divanı uygulamaları olarak adlandırılır. Avrupa Birliği, başta Avrupa Birliği Konseyi,Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu olmak üzere çeşitli kurumlarca yönetilir.

Çoğu zaman Avrupa Birliği, her birine sütun adı verilen görev alanlarına bölünmüş olarak tanımlanır. Avrupa Topluluğu yönergeleri birinci sütunu oluştururken, ikinci sütun ortak dışişleri ve güvenlik politikasını ele alır. Üçüncü sütunda ilk olarak adalet ve içişleri konuları ele alınmışsa da Amsterdam ve Nice antlaşmalarında yapılan değişiklik ve eklentilerle bu sütünun görev alanı günümüzde yalnızca güvenlik güçleri ve adalet alanında iş birliğini kapsar. Bu bağlamda, ikinci ve üçüncü sütunlar devletler arasındaki işlemler olarak tanımlanabilir çünkü Komisyon, Parlamento ve Adalet Divanı gibi uluslarüstü kurumlar bu işlemlerde ya hiç rol oynamazlar ya da konuya çok az dâhil olurlar. Avrupa Birliği'nin yürüttüğü etkinliklerin çoğu birinci sütun çatısı altında gerçekleştirilir. Bu etkinlikler çoğunlukla ekonomik merkezlidir ve uluslarüstü kurumlar bu sütunun                                                                                                                            KOMİSYON:Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği'nin yürütme organı gibi işlev görür ve mevzuat önerileri hazırlayarak birlik içinde bunların günbegün uygulanmasını denetler. Bu kurum oluşturulurken, kurumun, liderlerin ulusal çıkarlar doğrultusunda hareket ettiği Avrupa Birliği Konseyi'nin aksine yalnızca üye devletler için değil, tüm Avrupa devletleri için çalışması amaçlanmıştır. Komisyon buna ek olarak Avrupa entegrasyonunun da merkezi olarak görülür. Şu an itibarıyla değişik alanlarda görevli yirmi yedi üye ülkenin her birinden gelen birer komisyon üyesinden oluşur.

Komisyon'a seçilecek tüm üyeler ve Komisyon'a başkanlık edecek üye Konsey tarafından aday gösterilir. Komisyon başkanının atanmasının ve ayrıca komisyon kabinesinin geçerli olabilmesi için Parlamento'nun onayı gerekir.                   PARLEMENTO;

Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin yasama organının bir yarısını oluşturur. Parlamentonun 785 üyesi, Avrupa Birliği vatandaşları tarafından her beş yılda bir seçilir. Tüm milletvekilleri, kendi ülkelerinde ulusal çapta düzenlenen seçimler ile iş başına gelmelerine karşın, Parlamento'daki koltukarında ulusal kimliklerinden çok politik görüşlerine göre gruplanırlar. Her üye ülke önceden belirlenmiş sayıda milletvekilini parlamentoya gönderir. Parlamento ve Konsey birlik içindeki yasama işlemlerini müşterek bir biçimde yürütürler. Bazı politikaları ortak karar mekanizmasını kullanarak yönlendirirler. Bu prosedür hâlen onay beklemekte olan Lizbon Antlaşması'nda genişletilmiş ve ortak karar alanına yeni başlıklar eklenmiştir. Parlamento ayrıca, Komisyon'un ve Avrupa Birliği bütçesinin aldığı kararları reddetme ya da eleştirme hakkına da sahiptir. Parlamento başkanı aynı zamanda meclis sözcüsü olarak da görev yapar ve parlamentoyu uluslararası düzeyde temsil eder. Başkan ve başkan yardımcıları her iki buçuk yılda bir parlamento içinde milletvekilleri tarafından seçilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder